15 Yıllık Hizmet Süresini Dolduran İşçinin Kıdem Tazminatı Hakkı

15 Yıllık Hizmet Süresini Dolduran İşçinin Kıdem Tazminatı Hakkı

• Tazminatın ödenebilmesi için işçinin 15 yıllık hizmet süresini aynı işyerinde geçirmesi zorunluluğu bulunmadığı,
• 15 yıllık hizmet süresi içinde işçinin herhangi bir iş değişikliği yapması halinde yanında çalışmadığı sürelere ilişkin hesaplanan kıdem tazminatının son işveren tarafından ödenmesinin söz konusu olmadığı,
• İşçinin, işyerinden yalnızca kıdem tazminatı almak için ayrılması ve bu sebeple tazminatın ödenmemesi halinde dava giderleri ve yüksek faiz miktarı ile işverenlerin karşı karşıya kalabileceği

hususları ön plana çıkmaktadır.

Sigortalı işçinin 1475 sy. İş Kanunu'nun 14. maddesine 08.09.1999 tarihinde eklenen 5. bende dayanarak SSK md. 60'da belirtilen 08.09.1999 tarihinden sonra ilk defa sigortalı olanlar ile geçici md. 81'de belirtilen bu tarihten önce ilk defa sigortalı olanların, 15 yıllık hizmetsüresini doldurması ve 3600 günlük sigorta primlerinin tamamını ödemesi halinde 506 sy. SSK m.60‘ta belirtilen yaş şartları (7000 gün veya 25 yıl sigortalı olunması veya en az 4500 gün sigorta primlerinin ödenmesi) bulunmasa dahi, işçinin kıdem tazminatına hak kazanır olduğu belirtilmiştir.

Buna göre 15 yıllık hizmet süresini dolduran ve 3600 gün sigorta primini ödeyen sigortalı işçi Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan temin edeceği "İş Kanunu 14. maddesine göre kıdem tazminatı alabilir" yazısını işverene sunduğu takdirde kıdem tazminatına hak kazanabilmektedir.

Burada üzerinde dikkatle durmamız gereken nokta; işverenin ödemekle yükümlü olduğu kıdem tazminatı miktarının, sigortalı işçinin işyerindeki hizmet süresinin toplamı üzerinden hesaplanacağı hususudur. Sigortalı işçi ilk olarak SGK‘dan ilgili yazıyı alıp onu işverene verecek ve bu sebeple işten kendi isteğiyle ayrılacaktır. Önceki uygulamada; ilk olarak işten ayrılma ve sonra kıdem tazminatı isteme durumu mevcuttu, bu da işverenlerin işten ayrılmayı istifa gibi değerlendirmesi sebebiyle tazminat ödememesine yol açmaktaydı. Bu duruma SGK'nın kıdem tazminatına hak kazanıldığına ilişkin belgeyi vermemesi, genel olarak geçerli olan yaş şartı dahil tüm emeklilik koşullarını tam olarak sağlamayı araması sebep teşkil etmekteydi. Kanunun getirdiği bu yenilik, yerel mahkemeler tarafından tam olarak anlaşılmamış olsa da, Yargıtay içtihatlarında Yüksek Mahkemece uygulamada teklik olduğu görülmektedir.

Yargıtay 21. H.D. 22.12.2009 tarih 2008/18459 E. 2009/16908 K. sayılı dosyada verilen kararı, uygulamayı gayet açık özetlemektedir:

"Yerel Mahkemenin davacının talep tarihinde 506 sayılı yasanın 81. maddesinin 4759 sayılı yasa ile değişik (C) bendinde öngörülen yaş şartı dışında kısmi yaşlılık aylığı için yeterli olan en az 15 yıl sigortalılık süresi ile 3600 gün prim ödeme şartına haiz olduğunu, belirlenen bu niteliklerin davacı yanca 1475 sayılı yasanın 14. maddesine eklenen 5. bent hükmü gereğince işverene ibrazının yapılabileceği yolunda davalı kurumca işlem yapılmasına dair hüküm kurulması gerekirken; yasal düzenlemenin aksine mahkemece davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir."